Monday 9 November 2009

thanks for the sugar, sugar


Lucky Number Slevin, nereye gideceğini izleyicisine söylemeyen bir film. Sonunda öyle bir yere geldi ki, ben ve film ilerledikçe sırayla boş çıkan teorilerim, ağzımız açık bakakaldık. Hikaye başladığı yere döndü. Ancak, içinden geçtiği dönüşüm süreçleri onu aynı yere, farklı bir hikaye olarak getirdi.

Josh Hartnett, filmin yarısını burnu kırık, diğer yarısını havluya muhtaç geçiriyor.
Bruce Willis, her zamanki yarım gülüşlü mistik oyunculuğu ile kimsenin bilmediği pek çok şeyi biliyor intibası uyandırıyor.
Lucy Liu, öyle şirin bir karakteri oynuyor ki, kendisinden pek de hazzetmeyen beyin bölümlerim karar değiştirme kararı aldılar.
Morgan Freeman'dan söz etmeyeceğim bile 'cause he is the boss.

Özellikle Slevin (Hartnett) ve Lindsey (Liu) arasında geçen diyalogların parlaklığı, hikaye/diyalog yazarının kim olduğu, başka hangi işlere imza attığı, nasıl çalışan bir beyin sistemi olduğu gibi pek çok soruyu beraberinde getirdi. Jason Smilovic, çoğunlukla göz atmaya değmez bulunan, ancak göz atıldıkça keyifle derinleşen, hiçbir şey hakkındaki ayrıntıları arka arkaya, kıvrak bir zeka ile tutturmuş. Hartnett ve Liu 'nin harikulade bir keskinlikte yazılmış bu diyalogları içeren sahneleri, harikulade bir zamanlama ile oynamış olmaları ise ayrı, apayrı bir dinamik katmış filme.


Lindsey karşı komşusu Nick'in kapısını uzun uzun çaldıktan sonra Slevin kapıyı açar ve;

L: It took you long enough. You're not Nick.
S: You're not as tall as I thought you'd be.
L: Well, I'm short for my height.
S: That makes sense because I can usually tell how tall someone is by their knock. You have a deceptively tall knock. Congratulations.
L: So it's a good thing?
S: I open the door expecting you to be up here, you're down here. That combined with a low centre of gravity... Forget about it.
L: Who are you?
S: I'm Slevin.
L: And what happened to your nose?
S: I was using it to break some guy's fist.

...

S: What was your name again?
L: Lindsey. I live across the hall. I came over to borrow a cup of sugar.
S: Where's your cup?
L: I came to borrow a cup of sugar. If I had a cup, I'd have come to borrow sugar.
S: Touché.

Kısaca; F16 hızındaki diyalogları keyifle takip ettiğim, hikayenin dönüşüm noktalarını tatminkâr bulduğum, bir daha izleme olasılığımın düşük olduğu ancak arada dönüp bakmak isteyebileceğim sahneleri olan bir film Lucky Number Slevin.


7/10

No comments:

Post a Comment

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails