Tuesday 28 July 2009

The Proposal



This was a FUN movie! The story is simple; when book editor Margaret faces deportation to Canada, she quickly declares that she's actually engaged to her assistant Andrew. He agrees to go along with this lie in return for a promotion. To convince the immigration officer that their relationship is genuine, the couple goes to Alaska to meet Andrew's family. There, things get more complex.. and, funny! ;)

Sandra Bullock (Margaret), Ryan Reynolds (Andrew) and Betty White (Grandma Annie) are perfect for their roles; their comic timing is great! There are some gorgeous scenery to look at, not to mention two beautiful leads..

Of course, the movie is not without flaws.. There are some really silly scenes; like the one involving an eagle and a dog, another with Grandma Annie doing some Native Indian dance, and another dance scene featuring a male stripper... They seem to be forced into the storyline to get more laughs.. But, you know what, ignore me because I am just nit-picking.. The rest of the movie, and the top-notch actors more than make up for the silly bits!

Just watch the trailer, sooner or later you'll want to watch it yourself!

This one gets an 8/10 from me!

Monday 27 July 2009

Marry Me, 'Cause I'd Like To Date You

Sandra Bullock izlemekten daima keyif aldığım bir isim. Ryan Reynolds'ı ise izlemekten gittikçe daha çok keyif almaya başladığımı söylemek yerinde olur. (Chaos Theory'yi unutmak istediğim kötü bir anı olarak adlediyorum.) The Proposal'da Bullock ve Reynolds'ı birlikte izlemek ise, magnum double karadut & böğürtlen'in çift kat çikolatası arasından sızan meyve sosunun tadına varmak gibiydi.

Bir sahnede replik sahibi oyuncunun performansından ziyade, o sahnede repliği olmayan oyuncunun, duymakta olduğu kelimeleri yüz ifadesi, bedeninin duruşu gibi kelimesiz ifade biçimleriyle karşılayışını etkileyici bulurum. The Proposal, Bullock ve Reynolds'ın sözü edilen paslaşmalarına pek çok kez sahne oluyor. İki oyuncunun da diyaloglarını sergilerken sahip oldukları komedi zamanlaması senaryonun sağladığı mizahi malzemenin etkisini maksimum düzeye taşımış.


Film ilerledikçe, Margaret'ın sahip olduğu sert kabuğun altında sakladığı, hayata korkulu gözlerle bakan kadını, Andrew'in kaba ve bencil patronuna katlanmasının arkasında babasıyla arasındaki çözülmemiş meselelerinin olduğunu gördüm. Burnunu olur olmadık konulara sokan sevimli büyükannenin kanıma girmesine izin verdim. Yeri geldiğinde rahip, yeri geldiğinde tezgahtar ve yeri geldiğinde striptizci olan Ramon'un her an başka bir kılıkta karşıma çıkma ihtimalini ise kalbimin derinliklerinde gizli bir korku olarak taşımaya devam ediyorum.

The Proposal, tüm zamanların en sevimli komedi filmi ilan ettiğim ve pek çok kez izlediğim Hitch'e rakip olabilecek, kendisini tekrar izletebilme kapasitesi yüksek bir film. Oyuncuların isimleri perdede akarken yayınlanan sahneler son zamanlarda gülmediğim kadar gülmemi sağlamakla kalmadı sadece; sinema, insanlar vs. dinlemeden kapıp koyvermeme de neden oldu. Kapanış sahnesinde Andrew'in, korkmasına rağmen, kolay olduğunu bildiği yol yerine yürümek istediği yolu seçmekteki kararlılığı ise oldukça ilham vericiydi.

Demek ki neymiş, eğer filmler doğru söylüyorsa, gözünüze kestirdiğiniz birine bir süreliğine evlilik numarası yapmayı teklif ederseniz, o sürenin sonunda bir bakmışsınız aşk! Ben Hollywood'un yalancısıyım. Benzer bir örnek için bakınız The Accidental Husband. Nıck, nıck, nıck, yani insanı zorla...

8/10

Tuesday 14 July 2009

what took you so long

Catch & Release başından beri görmediğimiz bir karakterin, buzdolabındaki düğün pastası ve evi kuşatan düğün çiçekleri eşliğinde, evlenmeyi planladığı gün ve evlenmeyi planladığı mekanda gerçekleşen cenaze töreni ile başlayan, nişanlısının, ailesinin ve arkadaşlarının onun yokluğuyla baş etme süreçlerini ve yeniden şekillenen ilişkilerini anlatan, hikayesi ölüm teması üzerine kurulu olduğu halde karanlık olmaktan kurtulabilmiş, bünyesinde mizah da barındıran, sürprizli bir film.


- Usul akan bir nehir gibi Jennifer Garner'ın güzelliği.
- Timothy Olyphant'tan böyle bir Fritz çıkmasını beklemiyordum, helal!
- Juliette Lewis, izlediğim tüm filmlerinde birbirini tekrar etmeyen sıradışı karakterleri canlandırıyor. Sıradışı konuşma biçiminin bu durumda bir payı var mı acaba?
- Filmin en komik karakterinin "şişman ve gözlüklü" tip olması hollywood klişesini destekliyorum.
- Hayat felsefemi (şişman-gözlüklü-komik) Sam'in bitki çayları üzerinden okuduğu alıntılar çerçevesinde yeniden şekillendirmek istiyorum.
- Film boyunca Fritz tarafından çekilmiş kareleri, filmin sonunda masasının üzerinde görmek harikaydı. Film, film şeridi gibi gözümün önünden geçti.
- Fritz'in arka kapısı kumsala açılan evini unutmak benim için kolay olmayacak.
- Ayrıca, şiddetin nelere gebe olduğunu bir kez daha gördük, daha da bir şey demiyorum!


Kısaca; 'yine olsa yine izlerim' bir film benim için Catch & Release. Gray'den bir alıntıyla bağlayalım,
I think catch and release fisherman are heartless weenies. I think putting a fish through agony for nothing more than your own entertainment is just plain cruel. I think if you're going to torture a living thing if, you're going to make it look into the eyes of its maker, face its own puny little place in the universe, then, for God's sake, have the decency to eat it!
7/10

Monday 13 July 2009

Catch and Release


An average movie which I'll probably forget in a matter of days.. There is only one scene which could stay with me; and that is the beginning where flowers which are brought to a wedding is stopped and returned because the groom died the previous day. The movie is a comedy/romance/drama though; so the goings on get a bit lighter..

Another thing is; when the credits roll, we are shown photos of the characters taken while the story unfolds by the character who is a photographer.. That was a nice touch I thought..

For the plot, go here.

This one gets a 6/10 from me..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails