Monday 27 July 2009

Marry Me, 'Cause I'd Like To Date You

Sandra Bullock izlemekten daima keyif aldığım bir isim. Ryan Reynolds'ı ise izlemekten gittikçe daha çok keyif almaya başladığımı söylemek yerinde olur. (Chaos Theory'yi unutmak istediğim kötü bir anı olarak adlediyorum.) The Proposal'da Bullock ve Reynolds'ı birlikte izlemek ise, magnum double karadut & böğürtlen'in çift kat çikolatası arasından sızan meyve sosunun tadına varmak gibiydi.

Bir sahnede replik sahibi oyuncunun performansından ziyade, o sahnede repliği olmayan oyuncunun, duymakta olduğu kelimeleri yüz ifadesi, bedeninin duruşu gibi kelimesiz ifade biçimleriyle karşılayışını etkileyici bulurum. The Proposal, Bullock ve Reynolds'ın sözü edilen paslaşmalarına pek çok kez sahne oluyor. İki oyuncunun da diyaloglarını sergilerken sahip oldukları komedi zamanlaması senaryonun sağladığı mizahi malzemenin etkisini maksimum düzeye taşımış.


Film ilerledikçe, Margaret'ın sahip olduğu sert kabuğun altında sakladığı, hayata korkulu gözlerle bakan kadını, Andrew'in kaba ve bencil patronuna katlanmasının arkasında babasıyla arasındaki çözülmemiş meselelerinin olduğunu gördüm. Burnunu olur olmadık konulara sokan sevimli büyükannenin kanıma girmesine izin verdim. Yeri geldiğinde rahip, yeri geldiğinde tezgahtar ve yeri geldiğinde striptizci olan Ramon'un her an başka bir kılıkta karşıma çıkma ihtimalini ise kalbimin derinliklerinde gizli bir korku olarak taşımaya devam ediyorum.

The Proposal, tüm zamanların en sevimli komedi filmi ilan ettiğim ve pek çok kez izlediğim Hitch'e rakip olabilecek, kendisini tekrar izletebilme kapasitesi yüksek bir film. Oyuncuların isimleri perdede akarken yayınlanan sahneler son zamanlarda gülmediğim kadar gülmemi sağlamakla kalmadı sadece; sinema, insanlar vs. dinlemeden kapıp koyvermeme de neden oldu. Kapanış sahnesinde Andrew'in, korkmasına rağmen, kolay olduğunu bildiği yol yerine yürümek istediği yolu seçmekteki kararlılığı ise oldukça ilham vericiydi.

Demek ki neymiş, eğer filmler doğru söylüyorsa, gözünüze kestirdiğiniz birine bir süreliğine evlilik numarası yapmayı teklif ederseniz, o sürenin sonunda bir bakmışsınız aşk! Ben Hollywood'un yalancısıyım. Benzer bir örnek için bakınız The Accidental Husband. Nıck, nıck, nıck, yani insanı zorla...

8/10

No comments:

Post a Comment

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails