Monday 11 May 2009

Appreciate Her

One Day... Someday is here!

Hepimizin bildiği ama üzerinden atlayıp geçtiği gerçekleri hayatın, If Only'nin kaldırım taşlarına serili... Baştan başlama şansım olsaydı derken elimizdeki şansı heba etmekte olduğumuz hayatın fotoğrafı... Önceliklerimizin hangi arada değiştiğini fark edemediğimiz ve bu aldığım son karar olsaydı ne yapardım sorusunun cevabına tezat kararlarla donattığımız hayatlarımızın…

Filmin kritik sorusu erkek kahramanın ağzından duyuluyor, how can you love someone so much... and not know... how to love 'em? İnsan düşünüyor, sevdiklerinin hayatında nasıl oluyor da görünmez birine dönüşüyor birgün? Hayatın neresinde değişiyor öncelik sıraları ve uğruna kalp kırdığımız 'önemli'ler yolun sonunda kaç para ediyor?


Ian, Samantha'nın hayatında mîlat... Bir kalp atışı süresinde seçebileceği, ayrı kalacağı iki haftayı sonsuzluk gibi hissedeceği, önemsediği, benimsediği, dinlediği, çok ama çok sevdiği, hayatını çevresine inşa ettiği bir mîlat... Tanıştıkları gün günlüğüne düştüğü not bir gün Ian'ın parmak uçlarında sızı...

I met a great guy, his name is Ian.
Great kisser. Killer smile.
Let's see what happens.



Samantha, Ian'ın hayatında bir kenar süsü... Gerçekten sevdiği ama ihtiyaçlarını, beğenilerini, taleplerini bilmediği... ama... gerçekten sevdiği bir kenar süsü. Özür dilediği, fazlasını veremediği, eli yandığında buz getirdiği, kaldırım kenarında kaldığında yanına koştuğu ama hep bir aceleyle, hep iki arada bir derede, hep başka şeylerden arta kalan zamanlarda sevdiği... ama... çok sevdiği, kendisini onsuz düşünemediği... bir kenar süsü...
They say there's always someone in a relationship
who loves more.
Oh god I wish it wasn't me.


Samantha ile Ian arasında geçen bir tatsızlık sonucunda Ian, tanımadığı bir adamla yaptığı konuşmada kimi sorularına cevap buluyor...
- I can't seem to make her happy. How can you love someone so much... and not know... how to love 'em?
- So you do love her?
- Yes, very much.
- Well, that's all that matters.
- She's going away tomorrow for two weeks. And she wants me to go with her.
- What if she never came back?
- What sort of a question is that?
- Well, go on, picture it. You wave goodbye at the airport, she gets on an airplane, you never see her again. Could you live with that?
- No.
- Well, you know what to do. Appreciate her... and what you have. Just love her.
Onu sevmek için zamanı oluyor Ian'ın... Çok kısa. Ancak kuvvetli. Öyle ki, kazanmakla kaybetmek yer değiştiriyor. Bir zincirin ucuna dizer gibi kıymetlilerini, kelimeleri dudaklarının kıvrımına inci yapıyor;
Some of the charms are old, and some are new. That's a musical note. A violin. This one's a flower. But there's no sense in that at all, except it was exquisite, like you. Let's see. The train that we took today. That's the Eiffel Tower that you've always wanted to see. And there's a frying pan. You are the only person that I know that can actually do the flipping thing. This one's a heart. My heart. It's yours now.
Death doesn't put an end to love.

9/10

No comments:

Post a Comment

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails